Ünite 7: Özel Hukukun Dalları
Giriş
Kamu hukuku-özel hukuk ayrımı hukukun temel ayrımlarından biri olmasına rağmen artık eski önemini yitirmiş; yalnızca eğitim amacıyla kullanılmaktadır. Özel hukukun dalları arasında Medeni Hukuk, İş Hukuku, Ticaret Hukuku ve Devlet Özel Hukukunu ele almak mümkündür.
Medeni Hukuk
Medeni hukuk, gerçek ya da tüzel kişilerin toplumsal ilişkilerinde ön plana çıkan haklarını konu alır. İnsanın doğumla kazandığı haklar dışında sonradan elde ettiği haklar da medeni hukukta düzenlenir. Medeni Kanun’un başlangıç kısmını oluşturan ilk yedi maddesinde, temel ilkelere yer verilmiştir. Buna göre kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır. Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa hâkim, örf ve âdet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir.
1926 tarihli eski Medeni Kanun, 22.11.2001’de yerini 4721 sayılı yeni Türk Medeni Kanunu’na bırakmıştır. Yasa toplam dört kitaptan oluşturulmuştur. Bunlar, kişiler hukuku, aile hukuku, eşya hukuku ve miras hukuku kitaplarıdır. Borçlar Hukuku ise Türk Borçlar Kanunu olarak düzenlenmiştir.
Kişiler hukuku: Medeni Kanun kişileri, gerçek ve tüzel kişiler olmak üzere ikiye ayırmıştır. Gerçek kişiler hukukunda, önce her insanın hak ehliyeti olduğu belirtilir. Fiil ehliyeti ise ayrıca irdelenir ve fiil ehliyetine sahip olan kimsenin kendi fiilleriyle hak edinebileceği ve borç altına girebileceğinden hareket edilir. Kişiler hukuku, kişiler arasındaki hısımlık ilişkilerini ele alır. Kişileri ilgilendiren bir diğer konu da ikametgâhtır; kişinin yerleşim yerini, nasıl değiştirilebileceğini, yasal olarak ne şekilde belirlendiğini ele alır. Kişiliğin korunması da kişiler hukukunun konusuna girer.
Tüzel kişilerin hak ve fiil ehliyetlerini de kişiler hukuku inceler. Tüzel kişiler, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanırlar. Dernekler ve vakıflar olmak üzere iki temel tüzel kişi türü vardır.
Aile hukuku: Medeni Kanun’un ikinci kitabı olan Aile hukuku; evlenme ve nişanlanma, batıl olan evlilikler, boşanma, nafaka, mal rejimleri, hısımlık, soybağının kurulması, tanıma ve babalık kararı, evlat edinme, velayet, çocuğun malları, ev yönetimi, vesayet, kayyımlık, bu kurumların oluşması, koşulları, sona ermesi ve sonuçları konularını düzenlemektedir. Vesayet organları, vesayet daireleri ile vasi ve kayyımlardır.
Miras hukuku: Bu alan, kişinin ölümü sonrasında geride kalan malvarlığı üzerindeki hakları ele alır. Yasal mirasçılar, miras bırakanın birinci derece mirasçıları olan altsoyu, altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçıları, ana ve babasıdır. Mirasbırakandan önce ölmüş olan büyük ana ve büyük babaların yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır. Evlatlık ve altsoyunun, evlat edinene mirasçılığı da kan hısmı gibidir.
Miras hukuku, mirasçıların yasayla belirlenen paylarının dağıtımı ve vasiyet konusuyla da ilgilenir. Ölüme bağlı tasarruflar, bu alanın önemli konularından bir diğeridir. Buna göre mirasbırakan malvarlığının tamamında veya bir kısmında, vasiyetname ya da miras sözleşmesiyle tasarrufta bulunabilir. Mirasın açılması, paylaşılması, istihkak davaları, mirasın reddi ve tasfiyesi, mirasçıların sorumluluğu, paylaşımın ne şekilde yapılacağı da miras hukukunda ele alınan konulardır.
Eşya hukuku: Medeni hukukun dördüncü bölümü olan eşya hukuku, taşınır ve taşınmaz malların üzerindeki hakları konu alır. Eşya hukukunun temel kavramı olan mülkiyet hakkı; bir kimseye, bir eşya üzerinde kullanma, yararlanma, tasarrufta bulunma yetkilerini tanıyan en geniş kapsamlı haktır. Mülkiyet, temelde ferdi mülkiyet ve birlikte mülkiyet olarak ikiye ayrılır. Birlikte mülkiyet ise paylı mülkiyet (müşterek mülkiyet) ve elbirliği mülkiyeti (iştirak halinde mülkiyet) olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
Arazi, tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar ve kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler, taşınmaz mülkiyetinin konusunu oluşturur. Eşya hukuku ayrıca, kaynak ve yer altı suları üzerindeki mülkiyet ve irtifak hakkını da konu alır. Taşınır mülkiyetinin konusu ise nitelikleri itibarıyla taşınabilen maddî şeyler ile edinmeye elverişli olan ve taşınmaz mülkiyetinin kapsamına girmeyen doğal güçlerdir.
İrtifak hakkı, intifa hakkı, oturma hakkı, üst hakkı, kaynak hakkı gibi haklar, eşya hukukunun en temel bölümlerinden olan sınırlı ayni haklar kategorisinde yer alır. Taşınır rehni, taşınmaz rehni (ipotek, ipotekli borç senedi veya irat senedi), taşınmaz rehniyle güvence altına alınan ödünç senetleri, alacaklar ve diğer haklar üzerinde rehin, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar, zilyetlik ve tapu sicili, eşya hukuku içinde incelenen diğer konulardır.
Borçlar Hukuku
Borçlar hukuku, kişiler arasındaki borç ilişkilerini düzenler. Borcun kaynağı; kanun, sözleşme ya da hukuka aykırı bir fiil olabilir. Borçlar hukuku bu borç kaynaklarını, yarattıkları sorumluluk türünü ve sonuçlarını düzenler. Borçlar Kanunu, iki temel bölümden oluşur; ilk bölüm genel hükümlerdir ve hemen her borç ilişkisine uygulanabilen hükümlerden oluşur. İkinci bölüm ise özel hükümler olarak adlandırılmıştır ve çeşitli sözleşme tiplerini ve onlara özgü hükümleri düzenlenmektedir. Borçlar Kanunu’nda yer verilen sözleşmeler dışında, atipik, karma nitelikli sözleşmeler de borçlar hukukunun düzenleme alanına girmektedir.
Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla, rızaların uyuşmasıyla kurulur. Borçlar Kanunu’nda düzenlenen genel işlem koşulları, bir sözleşmenin yapılması sırasında sözleşmeyi düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri olarak ifade edilebilir.
Temsil, haksız fiilin icra şekli ve sonuçları, sorumluluğun kaynağı olarak kusurlu eylemler ve istisnai nitelik taşıyan kusursuz sorumluluk halleri, sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkileri, borçların ifası, borç türleri, faiz, temerrüt borçlar hukukunda incelenen temel konulardır. Birden çok borçludan her birinin, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı kabul ettiğini bildirmesi ile oluşan müteselsil borçluluk; bağlanma ve cayma parası, ceza koşulu, alacak devri, borcun üstlenilmesi, borca katılma, borçlar hukukunun ayrıntılı olarak ele aldığı diğer yapılardır.
İş Hukuku
İş Hukuku, çalışma yaşamına ilişkin kuralları ele alır. İş hukuku; Bireysel İş hukuku, Toplu İş hukuku, Sosyal Güvenlik hukuku şeklinde alt dallara ayrılır.
Bireysel iş hukuku, 4857 sayılı İş Kanununu temel alan bir alandır. İş hukukunun en temel özelliği, bir özel hukuk sözleşmesi olan ve Borçlar Kanunu’nda düzenlenen hizmet sözleşmesiyle taraflardan birinin korunmasını amaçlamasıdır. Serbest koşullarda yapıldığında pazarlık şansı olmayan işçinin aleyhine hükümler içermesi muhtemel bir hizmet sözleşmesine müdahale ederek işçiyi korumaya çalışır. Sözleşmenin niteliği, ücret, yıllık izin, fazla çalışma, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, hafta tatili ve sözleşmenin feshi, İş Kanunu tarafından ayrıntılı bir biçimde düzenlenmiştir. İş Kanunu, hizmet (iş) sözleşmesi ile çalışan her işçiyi kapsamına almaz, sadece İş Kanunu’nun kapsamına giren işçilerle ilgilenir. İş Kanunu’nun kapsamına girmeyen işçiler, Borçlar Kanunu hükümlerine tâbi olurlar.
İş sözleşmesi, işçi-işveren-alt işveren ilişkisi, iş güvencesi, sözleşmenin feshi, kıdem, ihbar ve iş güvencesi tazminatları, çıkarılan işçinin işe iade hakkı ve sonuçları, yeni iş arama izni, toplu işçi çıkarma, özürlü ve eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu; iş hukukunun kapsamındaki konuların başlıcalarıdır. İş Kanunu’nun bir bölümü ise iş sağlığı ve güvenliğine ayrılmıştır.
Toplu iş hukuku; Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile düzenlenmektedir. Söz konusu yasa, işçilerin Anayasa’dan kaynaklanan örgütlenme hakkını güvence altına almaktadır Bu sürecin arzu edilmeyen ancak Anayasal koruma altındaki sonucu grev ve lokavt da toplu iş hukukunun hayati konuları arasında yer alır. Sendikaların kuruluşu, işleyişi ve tasfiyesi, üyelerine sağladıkları haklar, sendikaların kendi iç işleyişindeki sendikal demokrasi, bu sendikaların imzaladıkları toplu iş sözleşmelerinin hukuki yapısı ve getirdiği haklar, toplu iş hukukunun ilgi alanına girer.
Sosyal güvenlik hukuku: Türkiye’nin en geniş kapsamlı hukuk dalıdır denebilir. Sosyal güvenlik sisteminin temel yasası, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’dur. Sosyal güvenlik hukukunda, işçi ve memurlar dışında bağımsız çalışanlar (esnaf, sanatkâr, şirket sahibi, vs.) da kapsama dâhildir. Sigortalı, kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişidir. Sosyal güvenlik hukuku kapsamında incelenen önemli konular arasında; isteğe bağlı sigortalılık, borçlanmalar, kurumun sigortalılara yapmış olduğu yardımları, bu yardımların yapılmasına neden olanlara rücu hakkı, prim hesabı ve sorumluluğu, sosyal güvenliğin finansmanı, sosyal yardım ve sosyal hizmetler yer almaktadır.
Ticaret Hukuku
Ticaret hukuku bir ticari işletmeyi ilgilendiren işlemleri, fiilleri konu alır ve ticari işletme, şirketler hukuku, deniz ticareti, kıymetli evrak, taşıma işleri ve sigorta olmak üzere altı bölümden oluşur.
Ticari işletme hukuku: Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticaret hukuku; ticari iş, ticari işletme, tacir kavramları yanında, ticari örf âdet konularını ele alır. Ticaret Kanunu’nda yer alan hükümlerle, bir ticari işletmeyi ilgilendiren işlem ve fiillere ilişkin diğer kanunlarda yazılı özel hükümler; ticari hükümlerdir. Tacir, bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişidir. Esnaf, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan, geliri çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan, sanat veya ticaretle uğraşan kişidir. Ticaret sicili, ticaret unvanı ve işletme adı, haksız rekabet, ticari değerler, cari hesap sözleşmesi, acente, ticari mümessil, ticari vekil, ticari işletme hukukunun önemli kavramlarındandır.
Ticaret şirketleri hukuku: Şirket, iki veya daha fazla kişinin ortak bir ekonomik amaca erişmek için emek ve sermayelerini bir araya getirmelerini ifade eder. Ticaret Kanunu’nda, kolektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket ise sermaye şirketi olarak belirtilmiştir. Şirketler hukukunda her şirket, kuruluşlarından işleyişlerine, ortaklık yapılarından tasfiyelerine kadar çok ayrıntılı hükümlerle ayrı ayrı ele alınır. Anonim şirketler genellikle büyük sermaye oluşturma ya da büyük taahhütlerde bulunma amacıyla kurulur.
Kıymetli evrak hukuku: Kıymetli evrak, ticaret hayatının güven ve çabukluk gereksiniminden doğmuştur. Bunların içerdikleri hak, senetten ayrı olarak ileri sürülemediği gibi başkalarına da devredilemez. Kıymetleri evrakın devir yöntemlerinin en bilineni olan ciro; senette var olan bir hakkın, devir veya rehin edilmesi gibi hukuki sonuçlar doğuran bir irade beyanıdır. Kıymetli evrak hukukunun konusunu oluşturan çeşitli senetler arasında nama yazılı senedi, hamiline yazılı senedi ve emre yazılı senedi saymak mümkündür. Kıymetli evrakın en yaygın modelini oluşturan kambiyo senetleri ise çek, bono ve poliçe olmak üzere üç türlüdür.
Taşıma işleri hukuku: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’yla ilk kez düzenlenmiştir. Eşya taşıma, taşınma eşyası taşıma, değişik tür araçlarla taşıma ve yolcu taşıma ile taşıma işleri komisyoncusuna ilişkin hükümleri barındırır.
Deniz ticareti hukuku: Bu alanın temel unsurlarından birisi olan gemi, kendiliğinden hareket etmesi imkânı bulunsun bulunmasın, tahsis edildiği amaç, suda hareket etmesini gerektiren, yüzme özelliği bulunan ve pek küçük olmayan araçtır. Gemi, bağlama limanının tâbi olduğu sicil müdürlüğünce tescil olunur. Deniz ticaret hukukunda; gemi, kaptan, gemi alacakları, çatma, kurtarma, donatanın, gemi adamlarının kusurundan doğan sorumluluk, geminin kimliği, bayrağı, bağlama limanı gibi konular ele alınır. Deniz ticaret hukukunun bir diğer düzenleme alanı donatma iştirakidir. Gemisini menfaat sağlamak amacıyla suda kullanan gemi malikine donatan denir.
Sigorta hukuku: Bu alanda sigorta sözleşmesi ve çeşitli sigorta tipleri incelenir. Sigorta sözleşmesi sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.
Devletler Özel Hukuku
Devletler özel hukuku, yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlemlerde uygulanacak hukuktur, farklı vatandaşlığa sahip kişiler arasındaki özel hukuk ilişkilerini konu alır. Devletler özel hukukunun konuları; Vatandaşlık Hukuku, Yabancılar Hukuku ve Kanunlar ihtilafı Hukuku şeklinde üç temel bölüme ayrılabilir. Devletler Özel hukukunun içeriğine, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi, yabancı mahkeme ve hakem kararlarının tenfizi ve tanınması da dâhildir.
Vatandaşlık Kanunu, Türk vatandaşlığının kazanılması ve kaybına dair işlemlerin yürütülmesine ilişkin usul ve esasları belirler. Türkiye içinde veya dışında Türk vatandaşı ana veya babadan evlilik birliği içinde doğan çocuk Türk vatandaşıdır. Bir yabancı, Türk vatandaşlığını kazanmak istiyorsa, kanunda belirtilen şartları taşıması halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabilir. Devletler özel hukuku kapsamında ayrıca vatandaşlıktan çıkma, çıkarılma ve vatandaşlığın kaybı, çok vatandaşlık konuları incelenir.
Yabancılar hukukuna ilişkin temel bir yasa yoktur; ancak Pasaport Kanunu, İskân Kanunu, Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu, Yabancıların İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun ve bu kişilerin çalışma izinlerine ilişkin mevzuatta yabancıları ilgilendiren hükümlere yer verilmiştir. Kanunlar ihtilafı konusunda en sık sorun
yaşanan belli konulara ilişkin ihtilafları çözecek hükümler getirmiştir.