Ünite 5: Hukuki İlişkiler ve Haklar
Hak Kavramı ve Tanımı
Hak, “hukuk tarafından tanınan, yararlanılması hak sahibinin iradesine bırakılan ve korunmasını isteme hususunda bireyin yetkili sayıldığı menfaatler” olarak tanımlanmaktadır. Hukukun, toplum yaşamını düzenleyen ve devlet gücü ile yerine getirilen, hukuki yaptırımla kuvvetlendirilmiş olan kuralların bütününü ifade eden haline öğretide “objektif hukuk” denilmektedir. Objektif hukukun kişilere bahşettiği yetkileri ifade eden kısmı ise, “subjektif hukuk” olarak adlandırılmaktadır. Her hak daima bir hukuk kuralına dayanmaktadır. Bu hukuk kuralının, kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik gibi bir yazılı kural yahut örf ve âdet hukuku gibi yazılı olmayan bir kural olması önem arz etmez.
Her hakkın varlığı o hakkın sahibinin varlığına da işaret eder. Hukukta hak sahibi olan varlıklara kişi (şahıs) denilmektedir. Bir hukuki ilişkinin özünü teşkil eden hak kavramı, bazan yetki sözcüğü ile ifade edilir.
Hakların Ayrımı
Hukuk kurallarının düzenlemekte olduğu ilişkiler çok çeşitli ve birbirinden farklıdır. Bu nedenle hukuk kurallarının tanıdığı yetkiler olarak nitelendirilen haklar da özleri itibarıyla birbirinden farklı ve çeşitlidir. Haklar da çeşitli ölçütlere göre sınıflanmaktadır (S:105, Şekil 5.1).
Kamu Hakları–Özel Haklar Ayrımı
Kamu hakları kamu hukukundan doğan, kişiler ile devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen haklardır. Özel haklar ise özel hukuk kurallarından doğan, kişiler ile diğer kişiler arasındaki ilişkileri düzenleyen haklardır.
Kamu Hakları ile Özel Haklar Arasındaki Farklar
Özel haklardan yararlanabilmek için Türk vatandaşı olma zorunluluğu bulunmadığı halde kamu haklarından yararlanabilmek için bu şarttır.
Kamu Hakları ve Türleri
Kamu hakları kamu hukukundan doğan ve vatandaşların devlete karşı sahip oldukları haklardır. Kamu hakları, kişilerin toplumla olan ilişkilerini düzenleyen kurallardan doğan haklardan oluştukları için sınır ve kapsamları yönünden henüz oluş halindedirler. Kamu hakları;
Genel Nitelikli Kamu Hakları
Genel nitelikli kamu hakları;
Kişisel kamu hakları, kişinin devlet tarafından dokunulamayacak özel alanının sınırlarını çizen hak ve hürriyetlerdir, hukuk düzenince kişiyi topluma ve özellikle de devlete karşı korumak için öngörülmüşlerdir.
Sosyal ve ekonomik kamu hakları, devletin bazı hizmetleri yapmasını zorunlu kılarak devlete sosyal alanda bazı ödevler yüklemektedir.
Siyasal kamu hakları, kişinin genelde seçim yolu ile yahut diğer herhangi bir biçimde devlet yönetimine ve siyasal kuruluşlara katılmasını sağlayan haklardır.
Özel Nitelikli Kamu Hakları
Özel nitelikli kamu hakları ise belli kişilerin kamu kuruluşları ile olan ilişkilerini düzenleyen kamu hakları olarak nitelendirilmektedir.
Kamu Haklarının Sınırlandırılması
Anayasa’da, temel hak ve hürriyetlerin özlerine dokunulmadan, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna uygun olarak, ancak kanunla sınırlandırılabileceği düzenlenmiştir.
Özel Haklar ve Türleri
Özel hukukun kapsamında eşit durumda olan kişiler arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarının bahşettiği haklar özel haklardır. Her özel hakkın karşısında kural olarak bir hukuki yükümlülük (bir kişinin bir şeyi yapması, yapmaması ya da vermesi şeklindeki yükümlülük) de yer almaktadır. Genellik ilkesi çerçevesinde, kamu haklarının aksine, özel haklardan herkes yararlanır. Özel haklardan yararlanmada eşitlik ilkesi söz konusudur. Özel haklar;
Mahiyetlerine (Niteliklerine) Göre Özel Haklar
Özel haklar ileri sürülebileceği çevre açısından mahiyetlerine (niteliklerine) göre;
Bu esas ayrımın yanı sıra mahiyetlerine göre hakları;
mümkündür.
Yararlanma hakları, mallar ve kişiler üzerinde iktidar temin eden haklardır. Diğer bir ifade ile kişinin belli bir konu, bir şey, bir kişi, bir fikir ürünü üzerinde etkide bulunabilmesini ifade eder.
Düzenleme hakları, sadece yararlanma haklarını etkileyen haklardır. Bu haklar kişiye özel birtakım yetkiler vererek bu haklara dayanarak kişinin, kendisi ya da başkası için yararlanma hakkı kurma, değiştirme, sona erdirme imkânını elde etmesini sağlarlar.
Mutlak Haklar: Mutlak haklar, sahibine şahıslar (kişiler) ile maddi ve gayrimaddi (maddi olmayan) bütün mallar üzerinde en geniş yetkileri veren ve hak sahibi tarafından herkese karşı ileri sürülebilen haklardır. Mutlak haklar konularına göre iki grupta incelenebilir:
Mallar Üzerindeki Mutlak Haklar: Mal hukuki anlamda, para ile ölçülebilen ve başkalarına devredilebilen şeyleri ifade eder. Mallar;
Maddi Mallar Üzerindeki Mutlak Haklar (Ayni Haklar): Ayni haklar, sahibine tanıdığı yetkinin tam ve sınırsız sınırsız olup olmamasına göre;
Mülkiyet Hak: Sahibine tam ve sınırsız yetki veren ayni hak mülkiyet hakkıdır.
Sınırlı Ayni Haklar: Mülkiyet hakkının tersine bir kısım ayni haklar sahibine tam ve sınırsız yetkiler vermez. Bu tür ayni haklara sınırlı ayni haklar denir. Sınırlı ayni haklar, hak sahibine tanıdıkları yetkinin niteliğine gore;
İrtifak hakları, başkasına ait bir eşyayı kullanma veya ondan yararlanma yetkisini veren ayni haklardır. İrtifak hakları kendi aralarında;
Taşınmaz yükü, bir taşınmazın malikinin yalnız o taşınmazla sorumlu olmak üzere diğer bir kimseye bir şey vermek veya bir iş yapmakla yükümlü kılınmasıdır.
Rehin hakları, güvence teşkil eden haklardır. Rehin hakkı sahibine, alacağını borçlusundan alamaması halinde rehin verilmiş olan şeyi sattırıp paraya çevirmek yoluyla alacağını tahsil etmek yetkisini veren bir sınırlı ayni haktır. Hakkın konusunu teşkil eden eşyanın taşınır veya taşınmaz olmasına göre rehin “taşınır rehni” ve “taşınmaz rehni” olmak üzere ikiye ayrılır. Taşınmaz rehninin türleri; “ipotek”, “ipotekli borç senedi” ve “irat senedi”dir.
Maddi Olmayan Mallar Üzerindeki Mutlak Haklar: Maddi olmayan mallar insan zeka, düşünce ve iradesinin ürünü olan eserlerdir. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre eser, sahibinin hususiyetlerini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini ifade etmektedir.
Şahıslar Üzerindeki Mutlak Haklar: Şahıslar üzerindeki mutlak haklar;
Hak Sahibinin Kendi Şahsiyeti (Kişiliği) Üzerindeki Mutlak Haklar: Bir insanın maddi, manevi ve iktisadi bütünlüğü ve varlıkları üzerinde sahip olduğu mutlak haklara şahsiyet (kişilik) hakları denilmektedir.
Başkalarının Şahsiyeti Üzerindeki Mutlak Haklar: Modern hukuk anlayışında kişiler hakkın konusu değil ancak sahibi olabilecekleri için başkalarının kişiliği üzerindeki haklar istisnai nitelik taşırlar. Özellikle küçük olanları, akıl yönünden zayıf durumda bulunanları sadece koruma amacıyla bu kişiler üzerinde bir başka kimsenin hak sahibi olmasına hukuk düzenince müsaade edilmektedir.
Nispi Haklar: Nispi haklar, yalnız hukuki işleme veya ilişkiye taraf olan kişilere karşı ileri sürülebilen haklardır. Nisbi haklar, mutlak hakların aksine herkese karşı değil, ancak belli bir kişiye veya belirli kişilere karşı ileri sürülebilen haklardır. Nispi haklar;
Nisbi haklar, özellikle borç ilişkilerinden meydana gelir ve alacaklıya (hak sahibine), karşısındaki kişiden (borçludan) belirli bir davranışta bulunmasını; bir şey vermesini, bir şey yapmasını veya birşey yapmamasını (birşey yapmaktan kaçınmasını) istemek yetkisini verirler.
Alacak hakları kendi içinde;
Alelade Alacak Hakları: Bu haklar, borçlar hukukundan, tüzel kişilere ilişkin hukuktan, aile, miras ve eşya hukukundan ortaya çıkabilir. Borçlar hukukunda düzenlenmiş olan alacak haklarının kaynağını genellikle bir borç ilişkisi teşkil eder. Borç ilişkisinin kaynağı; hukuki işlemler, haksız fiiller (hukuka aykırı fiiller), sebepsiz zenginleşmedir.
Güçlendirilmiş Alacak Hakları: Tapu kütüğüne şerh verilmesi şartı aranarak, sadece işlemin tarafına değil, üçüncü kişilere de ileri sürülebilmesi imkanı getirilmiş, sınırlı olarak kanunda açıkça düzenlenmiş olan haklardır.
Konularına Göre Özel Haklar
Özel haklar korudukları menfaatin maddi ya da manevi oluşuna göre;
Malvarlığı, kişilerin para ile ölçülebilir nitelikte olan, paraya çevrilebilen, kural olarak başkalarına devredilebilen ve miras yoluyla intikal eden hak ve borçlarının bütünüdür.
Kişilerin, değerleri para ile ölçülemeyen, paraya çevrilemeyen, başkalarına devredilemeyen ve miras yoluyla da intikali mümkün olmayan, sahibi için sadece manevi bir değer ifade eden haklarına “kişilik (kişi varlığı/şahsiyet) hakları” denilmektedir.
Kullanımlarına Göre Özel Haklar
Kullanma yetkisi bakımından, hak sahibine bağlılıklarına göre özel haklar;
Devredilebilen haklar, sağlararası bir hukuki işlemle başkalarına devredilebilen, miras yolu ile de intikal eden haklardır.
Devredilemeyen haklar, sağlararası bir hukuki işlemle başkalarına devredilemeyen, miras yolu ile de intikal etmeyen haklardır.
Kişiye bağlı haklar, kişi ile hak arasındaki sıkı ilişki nedeniyle sadece hak sahibi kişi tarafından kullanılabilen haklardır. Bu haklar başkalarına devredilemedikleri gibi miras yoluyla da intikal etmezler.
Amaçlarına Göre Özel Haklar
Bir kısım haklar kullanılmalarıyla birlikte yeni bir hukuki durum ortaya çıkarırken bir kısım haklar kullanıldıklarında yeni bir hukuki durum yaratmazlar. İşte özel haklar kullanılmalarının yarattığı hukuki etki bakımından amaçlarına göre de bir ayrıma tâbi tutularak;
Yenilik doğuran (inşai) hak, özel bir hukuki duruma dayanarak hak sahibinin tek taraflı irade açıklaması (beyanı) ile yeni bir hukuki ilişki kurabilme, mevcut hukuki ilişkiyi de değiştirebilme veya ortadan kaldırabilme yetkisini ifade eder.
Yenilik doğuran haklar üç grupta toplanmaktadır:
Alelade Haklar: Hak sahibinin hakkını kullanmasıyla herhangi bir yeni hukuki ilişki doğurmayan haklara alelade haklar (yenilik doğurmayan/yalın haklar) denir. Kapsamına ergin olmayan çocuğa (küçüğe) öğüt vermek, ihtarda bulunmak, çocuğun mallarını yönetmek, onu temsil etmek haklarının da girdiği sadece anne ve babalara tanınmış olan velâyet hakkı, bu tür hakların örneğini oluşturur.
Bağımsız Olup Olmamalarına Göre Özel Haklar
Özel haklar, elde edilmeleri yönünden başka bir hakka bağlı olup olmamalarına göre;
Bağımsız haklar (asıl haklar), herhangi bir hakka bağlı olmayan hakları ifade eder. Bu haklar, hak sahibinin doğrudan doğruya sahip olduğu haklar olup, (istisna teşkil eden oturma hakkı, intifa hakkı gibi devredilemeyen bağımsız haklar hariç olmak üzere) başkalarına devredilebilir, miras yolu ile de mirasçılarına intikal eder (örneğin; mülkiyet hakkı, alacak hakkı, fikri haklar).
Bağımlı haklar (fer’i haklar/yan haklar) ise bağımsız bir hakka belirli bir bağlılığı olan, asıl hak bulunmaksızın mevcut olmayan hakları ifade etmektedir. Bağımlı haklar, asıl (bağımsız) hakların amacına ulaşmasına yardımcı olmayı (alacaklının kefile karşı sahip olduğu hak), bu hakları güçlendirmeyi, bu haklara güvence vermeyi (ipotek hakkı) ya da o hakların kapsamını genişletmeyi (bir sözleşmede yer alan faiz talepleri) amaçlamaktadır.