Hukukun Temel Kavramları 1. Ünite Özet

Burak
Kasım 24, 2015

ÜNİTE-1 KURALLAR, DEVLET VE HUKUK

İnsan Davranışı ve Kurallar

İnsan davranışlarının bir kısmı istek dışı faktörlerle belirlenmektedir. Mesela öksürmek herhangi bir isteğin bulunmadığı davranıştır. Bazı davranışlarımız ise isteyerek yaptığımız davranışlardır.

İnsanların yaptıkları davranışların pek çoğu isteklerinin sonucudur. İsteklerimiz ise seçim yapma, hedef belirlemedir. Bir davranışta bulunacağımız zaman belli bir hedefimiz vardır. Bu hedefe ulaşmak için de belli bir eylemde bulunmayı tercih ederiz.

Tercihlerimiz ve kararlarımızı belirleyen bir başka faktör ise kurallardır. Kurallar belli bir durumda ne şekilde davranmamız gerektiğini belirler. Toplumsal yaşamda karşılaştığımız birçok kural vardır Bunlardan bir kısmı; ahlak kuralları, adabı muaşeret (görgü kuralları), moda kuralları, din kuralları ve benzerleridir.

Arkasında herhangi bir istencin bulunmadığı durumları karşılamak için, gündelik dilde gayri iradi veya istem dışı ifadelerini kullanırız.

Toplumsal yaşam belli kurallara muhatap olmak anlamına gelir.

AHLAK KURALLARI

İnsan aklı ile nesneleri ve olguları karşılaştırır.

İnsan aklının iki yönü olduğu düşünülmektedir. Biri teorik akıl diğeri ise pratik akıldır.

Teorik akıl; neye inanılması gerektiğine karar verir.

Teorik akıl: Aklın, nesne ve olgular hakkında neye inanılması gerektiğiyle ilgili yapılan düşünmeyi gerçekleştiren yönüdür.

Pratik akıl; insan hareketlerini yönlendirir.

Pratik akıl: Aklın eylemle ilgili düşünmeyi gerçekleştiren, ne yapılması gerektiğine karar veren yönüdür.

Normatif ve betimsel olarak ahlak sözcüğünün iki anlamı vardır.

Betimsel anlamda ahlak; uyulmakta olan ahlak kurallarıdır.
Normatif anlamda ahlak; uyulması gereken davranış kurallarıdır.

Ahlaki yargılarımız öncelikle toplumda oluşmaktadır. Toplumsal gruplar değiştikçe ahlak kuralları da değişecektir.

“Ahlak kurallarına uyulmadığında iki sonuç ortaya çıkar. İlki kişinin kendini huzursuz hissetmesidir. Diğeri ise; başkaları tarafından ayıplama, kınama, dışlamadır. “

Her grubun kendine has ama üyelerinden bağımsız oluşturulmuş bir ahlakı vardır. Ahlaki yargılar öncelikle toplumdan öğrenilir.

DİN KURALLARI

İnsanın doğasına, evrenin yapısına, insanların nasıl yaşaması gerektiğine, gerçeklik ve değerlerle ilgili doğruları araştırmanın en iyi yöntemlerine ilişkin birbiriyle içten bağlantılı bir inançlar kümesi ve bu inançlar tarafından belirlenen tutumlar ve pratiklerdir.

“Din kurallarına uyulmamasının yaratacağı gazap ve azap bu kuralların yaptırımıdır.”

ÖRF VE ADET KURALLARI

Örf ve adet kuralları belli bir yörede veya toplumun genelinde benimsenmiş olabilir. Bu kuralların çok uzun zamandan beri uygulanıyor olması ve toplumda bu kurallara inanılması gerekir. Ahlak kuralları, din kuralları ve örf ve adet kuralları toplumda iç içe geçmiştir. Hatta ahlak kuralları; din ve örf adet kurallarını kapsamaktadır.

Örf ve âdet kuralları özellikle modernleşmemiş toplumlarda daha fazla önem taşır.

Örf ve âdet kuralları, biraz daha geniş hâliyle gelenek, biraz daha dar hâliyle töre ismini alır.

HUKUK KURALLARI

Hukuk kuralları da diğer kurallar gibi kişilere belli bir şekilde davranmayı veya davranmamayı gösterir. Yani emreder ve yasaklar niteliktedir.

Hukuk kuralları ahlak, din kuralları veya örf ve adet kurallarıyla benzerlik taşır.

Eğer bir kural devlet tarafından konmuşsa bu kural hukuk kuralıdır. Devlet din kuralı koyamaz. Yani hukuk devleti, devlet de hukuku ortaya çıkarır.

Hukuk kuralı bir şekilde örgütlü yargılamadır. Yargılama bir kuralın sonucunda kendiliğinden ortaya çıkar. Eğer bir devletin içinde, o devletin hukukundan ve yargılama sisteminden bağımsız başka bir yargılama sistemi varsa “devlet içinde devlet” ifadesi kullanılır.

İnsanlar öldürme kabiliyetinden yoksun olsalardı öldürmeyi ahlak, din veya hukuk kurallarıyla yasaklamanın anlamı kalmazdı.

Bir görüşe göre devletin çıkardığı kurallara kanun denilse bile hukuk kanunları aşan bir kavramdır.

Yargılama faaliyeti, bir eylemin bir kurala uygun olup olmadığını belirlemektir.

Bazı uyuşmazlıklarda hukuk kuralları ihlal edilmiş olsa da devlet bu ihlalleri cezalandırmaya gerek görmeyebilir.

ZOR KULLANMA OLARAK HUKUK

Devlet ve Zor Kullanma

Hukuk kurallarının yaptırımı zor kullanmadır. Zor kullanma gücü kurallara uyulduğu sürece hissedilmez. Eğer hukuk kurallarına uyulmazsa devletin zor kullanma gücü de artar. Devletin zor kullanma gücü hukuka uyulduğu sürece pek hissedilmez. Hukukun gerekleri yerine getirilmedikçe zor kullanma gücü giderek artar.

YAPTIRIM

Yaptırım, hukuk kurallarına uyulmadığında karşılaşılan tepkidir. Hatta her kuralın mutlaka bir yaptırımı vardır. Bir kural yaptırımsız olamaz. Ahlak kurallarının, din kurallarının, örf ve adet kurallarının yani bütün kuralların yaptırımı vardır. Ancak bu yaptırımlar birbirinden farklıdır.

Hukuk kurallarına aykırı davranılması çeşitli tepkilere yol açar. Ceza, cebri icra gibi, Hukuk kurallarınca tanınmayan bir eylem de hukuk tarafından yapılmamış sayılır.

Örneğin; evlilik resmi memur önünde olmalıdır. Aynı cinsten kişilerin evlenmesine izin verilmez. Evli olan biri ikinci bir evlilik yapamaz.

Yaptırımsız kural olmaz. Yaptırımla desteklenmemiş bir ifade olsa temenni, arzu ya da istek olur.

Yaptırımın Türleri
CEZA

Ceza yaptırımı suç işleyenlere karşı uygulanır. Bir kısmı ceza mahkemeleri tarafından bir kısmı ise idare tarafından verilir. Ceza mahkemeleri hapis cezası, adli para cezası gibi cezalar verir.

Hapis cezaları

Müebbet Hapis: Ömür boyu

Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis: Sıkı güvenlik rejimine tabi

Sürekli Hapis: Bir ay ile yirmi yıl arası olan

Kısa Süreli Hapis: Bir yıldan az olan

Bazı hukuka aykırı eylemler, hukuk düzeni tarafından suç olarak kabul edilir. Hangi eylemlerin suç olarak kabul edileceği, siyasal iktidarın güttüğü suç politikası tarafından belirlenir.

Adli para cezası dışında belli yere gitmekten veya belli etkinlikleri yapmaktan yasaklama, kamuya yararlı olarak çalıştırılma gibi başka cezalar da verilebilir. Adli para cezası mahkeme tarafından belirlenip devlet hazinesine ödenir.

“İdam cezası ise 2002 yılında kaldırılmıştır.”

İdarenin verebildiği cezalar ise; idari para cezası, trafik cezası, geçici olarak iş yerinin kapatılması, ruhsatın iptali, meslek örgütlerinin üyelerinin mesleklerini yapmalarını men etme gibi.

Kamu görevlileri ve öğrencilere verilen disiplin cezaları ise şunlardır; uyarma, kınama, meslekten çıkarma, kayıt silme, gibi

CEBRÎ İCRA

Cebri icra, “zorla yerine getirme” demektir.

Hukukta kişilerin yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda bu yükümlülüklerin devlet tarafından zorla yerine getirilmesidir.

Kiracının kira bedelini ödememesi durumunda icra dairesi aracılığıyla eşyaları haczedilebilir. Mahkeme evin tahliye edilmesine karar verirse ve kiracı bu karara direnirse kolluk kuvvetlerinin yardımıyla eşyalar zorla evin dışına çıkarılabilir.

Cebri icra yöntemi velayet davası sonucunda da uygulanabilir. Velayet annesine verilmiş ancak baba çocuğu vermemekte direniyorsa icra memurları ve kolluk kuvvetleri yardımıyla çocuk annesine verilir.

Kolluk Kuvvetleri: Kamu düzenini sağlama, koruma yahut bozulduğunda eski duruma getirme faaliyetlerini yerine getiren ve zor kullanma yetkisine sahip kamu organları; polis, zabıta, jandarma, sahil güvenlik vb.

Cebri icra mekanizmasının varlığı bile insanların hukuka uymasında etkili olur.

TAZMİNAT

Zararın parasal değerine karşılık gelen bir ödeme yükümlülüğüdür. Kiracı oturduğu eve zarar vermişse uğranılan zararın ödettirilmesi tazminattır. Bu zararın yanı sıra zarar nedeniyle ev kiraya verilemedi ise mahrum kalınan kira geliri de tazminat miktarına eklenir.

Haksız fiil nedeniyle bir başkasına zarar verilmesi de tazminat gerektirir. Birine arabayla çarpma sonucunda yaralanan kişinin hastane masrafları, çalışamamasından dolayı uğradığı zarar tazmin edilmelidir.

Haksız fiil tazminat yaptırımı yanı sıra ceza yaptırımına da sebep olabilir. Devlet yaptığı işlem veya eylem nedeniyle vatandaşın zarara uğramasına sebep olursa bu zararı ödemek zorundadır.

Uğranılan zarar her zaman maddi olmayabilir. Trafik kazası sonucu birinin ölümüne sebep olan kişi ölenin yakınlarında büyük bir acıya sebep olabilir. Bu durumda verilecek tazminat manevidir.

GEÇERSİZLİK

Hukuki işlemler kanunun öngördüğü şekilde yapılmalıdır.

Hukuki işlem: Hukuki sonuç doğurmaya yönelmiş irade açıklamalarıdır.

GEÇERSİZLİK TÜRLERİ

İdari işlemler de hukuka aykırılık hâlinde iptal edilebilir.

Yokluk: Resmi memur önünde yapılmayan evlenme, kamu görevlisi olmayan birinin idari işlem yapması, yasama, yürütme ve yargı organlarının birbirlerinin görev alanına giren işlem yapması yok hükmündedir.

Hükümsüzlük(Butlan): Hükümsüzlük (mutlak butlan) durumunda işlem yokluktan farklı olarak varlık kazanmıştır. Ancak bir dava esnasında işlemin bu niteliği fark edilirse hâkim kendiliğinden bu durumu dikkate alır.

İptal Edilebilirlik: Ortaya çıkan hukuka aykırılık daha hafiftir. Bu tür İşlemler kendiliğinden değil taraflardan birinin talebi sonucunda iptal edilebilir.

DÜZEN VE DEĞER OLARAK HUKUK

Hukukta gözlemlenen yargılama, örgütlü, kurumsal, egemenlik sınırlarının tamamında etkin, sürekli ve düzenlidir. Hukukî yargılama, diğer normatif sistemlerle karşılaştırma yapmayı gereksiz kılacak ölçüde somutlaşmış ve ayrıntılarıyla önceden belirlenmiştir.

Değerler Sistemi Olarak Hukuk

Hukukun ne olduğunu anlama çabamız içerisinde değinmemiz gereken son nokta, onun bir düzen ve değer olarak karşımıza çıkmasıdır. Ahlak ve din gibi diğer normatif sistemlere paralel olarak hukuk, içinde yaşadığımız evreni anlamlandırır.

Hukuk, ahlak ve din kuralları gibi içinde yaşadığımız evreni anlamlandırmaya çalışır. Devlet bir toplumdaki en güçlü örgüttür. Hukuk, yasaklarken ya da emrederken bazı değer yargılarına danışır.

HUKUKUN İŞLEVLERİ

Barış — Güvenlik — Eşitlik — Özgürlük

Nerede toplum varsa orada hukuk vardır.

Barış; Yaşamı ve insanlar arası ilişkiyi sürekli bir mücadele olarak gören bakış açısına göre, bu mücadele kurallarla sınırlanmadığı, üstün bir güç tarafından kontrol edilmediği zaman, güçlünün zayıfı ezdiği, keyfi şiddete başvurduğu, küçük güçlü azınlık grupların geniş güçsüz toplulukları sömürdüğü bir düzen ortaya çıkar.

Güvenlik; Kurallar, yargılama ve yaptırım unsurlarının toplamı olarak düşündüğümüz hukuk/devlet düzeni, toplumdaki en güçlü ve şiddet kullanma yetkisini sahip örgüt olarak, bireylerin bazı haklarını güvence altına alır.

Hukuk sayesinde insanlar kendilerini daha az tehdit altında ve dolayısıyla daha güvende hisseder.

Eşitlik; Hukuk düzeninin önemli bir işlevi, eşitlik sağlamasıdır. Kurallar, doğaları itibarıyla genel niteliktedir. Hukukun sağladığı eşitliğe genellikle “kanun önünde eşitlik” denir.

Özgürlük; Hukukun değineceğimiz son işlevi, özgürlük sağlamasıdır. Hukukun olmadığı yerde güçsüzler başkalarının kölesi hâline gelebilir.

-Ünite Sonu-
Sonraki Ünite>>

Güz Dönem Sonu Sınavı
08.01.2022
0
Gün
0
Saat
0
Dakika
0
Saniye

Üye OlŞifremi Unuttum