Evliliğin Tanımı;
Giddens evliliği şu şekilde tanımlamaktadır: Evlilik; iki yetişkin insan arasındaki, toplum tarafından tanınan ve onaylanan bir cinsel birlik olarak tanımlanabilir.
Modern toplumlarda iki insanın cinsel birlikteliğinin tanınması ve meşrutiyetinin sağlanması resmi nikah aracılığıyla sağlanmaktadır.
Evliliğin eğlence, tören ve şölenler yapılarak kutlanması da iki insanın birlikteliğinin kültürel düzeyde kabullenişini ortaya koyar.
Evlilik, kadın ve erkeğin birlikteliğinden oluşan her türlü yetki ve sorumluluğu paylaşması ve meşrulaştırmasının toplumsal kurallar çerçevesinde kabul görmesidir.
Bazı toplumlarda bir erkek bir den çok kadınlar evlenir buna çok karılılık(polygyny) denir. Bazı Toplumlarda da kadın birden çok erkekle evlenir buna da çokkocalılık(poliandry) denir.
Evlilik Türleri;
Evlilik ve aile çeşitlerini beş başlık altında sınıflandırabiliriz. Evliliklerin bu sınıflandırması ilk olarak, oturalan yere göre; ikincisi, eş sayısına göre; üçüncüsü ise eşin seçildiği gruba göre; dördüncüsü, otorite ilişkilerine ve beşinci soy ve secereye göre yapımaktadır.
1. Oturulan yere göre evlilik;
Matrilokal, Patrilokal ve Neolokal olmak üzre kendi içinde üçe ayrılmaktadır. Erkeğin kadının ailesinin evinde oturmasına(içgüveylik) matrilokal, Kadının erkeğin evinde oturmasına Patrilokal, Kadın ve erkek ailelerinin yanında kalmazlar ve onlardan ayrılarak kendilerine ayrı ev açmaları durumuna Nelokal denir.
2. Eş sayısına göre evlilik;
Monogami tek eşle evlenme anlamına gelmektedir. Poligami de çok eşle evlenme anlamına gelmektedir. Poligami kendi arasında Poliandri ve Polijini olmak üzere ikiye ayrılır. Poliandri; bir kadının birden çok erkekle evlenmesidir, en çok Tibet ve Alaska’da görülür. Polijini; Bir erkeğin birden fazla kadınla evlenmesidir. En çok Afrika, Orta Doğu’nun bazı bölgelerinde bu evlilik türü görülür.
3. Eşin seçildiği gruba göre evlilik;
Akraba arası yapılan evliliğe endogami yani içevlilik denir. Kadın ya da erkeğin evleneceği kişiyi üyesi olduğu grubun dışından seçmesine ekzogami yani dışevlilik denir.
4. Otorite ilişkilerine göre;
Evlilikte kocanın üstünlüğüne patriyaki (ataerkil) denir. Evliliklerde kadınların üstüğüne de matriyaki(matriarchy) denir.
5. Soy ve derece ilişkilerine göre;
Patriliniyal sistemde mirasın paylaşımı baba sosyunun üstünlüğe, matriliniyal sistemse ise mirasın bölümüşümü ana soyunun üstünlüğü ağır basmaktadır. Bilateral sistemde her iki taraf mirastan eşit hak alması öngürülmektedir. Patriliniyal sistemde anaya soyundan gelen kişiler, matriliniyal sistemde ise baba soyundan gelen kişiler akraba olarak kabul edilmezler.
AKRABALIK; Evlilik yoluyla veya kan bağıyla oluşan insan ilişkilerine verilen addır.
Akrabalık sistemi;
Birey ve gruplar arasındaki ilişkilere,
Anne-baba ve çocuklar arasındaki ilişkilere,
Kardeşler arasındaki ilişkilere,
Evli eşler arasındaki, biyolojik ilişkilere dayanmaktadır.
Akrabalık Kurumu;
Anne, baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri,
Büyükanneler, büyükbabalar ve torunlar arasındaki ilişkileri,
Kuşaklar arası siyasi ilişkileri,
Evlilik biçimlerini,
Oturma yerini,
İnsanların birbirlerine hitap biçimlerini,
Miras biçimlerini belirler.
Babasoylu toplumlarda kadınların bütün hakları evlenene kadar babalarının, evlendikten sonra da kocasının üstüne geçmektedir.
Anasoylu toplumlarda ise kardeş grubu daha önemlidir. Bu toplumlarda miras annenin erkek kardeşinin kız kardeşin oğluna, yani dayıdan yeğenine geçmektedir.
Soy Kuramına göre, “toplumlarda akrabalık sistemlerinin varoluş nedeni hak ve görevlerin dağıtılmasıdır”.
İttifak Kuramı ise, “gruplar arasında evlilikle kurulan bağları düzenleyen kuralların nasıl ortaya çıktığıyla ilgilenir.
Akraba evliliğinin baba soyundan ( amca ve hala çocukları) gelmesi paralel yeğen evliliği, anne soyundan ( dayı ve teyze çocukları) gelmesi çapraz yeğen evliliği denir.
HANE; aynı evde aynı çatı altında veya yaşama mekanında oturan hepbirlikde düzenli olarak yemek yiyen ve gelirlerini paylaşan insanlar için kullanılan kavramdır.
Hane çalışma stratejileri bilinçli veya bilinçsiz, üstü veya örtülü olsun hanede yaşayan bireyler arası işbölümünü anlatan bir kavramdır.
Geleneksel olarak evlilik yetişkin bir kadın yetişkin bir erkek arasında yasal geçerliliği olan bir ilişki biçimidir.Bu ilişki biçiminde karşılıklı hak ve yükümlülüklerin yerine getirilmesi beklenir.
Birlikte Yaşamak;
Birlikte yaşama, bir çiftin evli olmadan cinsel bir ilişki içinde yaşaması olarak tanımlanmaktadır. Birlikte yaşamak bir “deneme evliliği” olarak görülmektedir. Evlilik öncesi deneme aşaması olarak isimlendirilen birlikte yaşama, hesaplı ve planlı bir şekilde gerçekleşmez.
Komün Yaşam Biçimleri;
Aileye yönelik eleştiriler farklı yaşam modellerinin oluşmasına neden olmuştur. Aileye karşı getirilen yeni komünal yaşam biçimleri hayata geçirilmişdir. Giddens 19. yüzyılda bir çok düşürün aileye karşı ortak veya komün yaşam tarzlarını önerdiğini belirtmektedir.
19. Yüzyılda Amerika’da New England’da hayata geçirilen ONEİDA topluluğu ve İsrail’deki KİBBUTZ topluluğunu komünal yaşam tarzlarına örnek olarak verebiliriz.
ONEİDA TOPLULUĞU: Dinsel inançlar temelinde kurulan bir yapıydı. Bu toplulukta yaşayan her erkek her kadınla evli sayılmakta, toplulukta yaşayan her çocuğun anne ve babası bütün kadın ve erkeklerdi.
KİBBUTZ TOPLULUĞU: Kibbutzlarda çocuklarının bakımı topluluk üyelerin sorumluluğundadır, sanki tek bir ev bir aile gibidir. Bu toplluklarda mülkiyet çocuk bakımı ve yetiştirilmesi ortaktır.
EŞCİNSEL AİLELER;
Eşcinsel kavramı aynı cinsten olan kişilerle cinsel birliktelik yaşayan veya aynı cinse eğilim duyulan kişileri anlatmak için erkek eşcinsellere gay , kadın eşcinsellere lezbiyen denmektedir.
BOŞANMA;
İnsanların evlenmesi gibi boşanması da sosyolojik bir olaydır. Özkalp boşanmayı tarflardan birinin veya her ikisinin kendi arzusu ile toplumda geçerli norm ve adetlere göre evlilik birliğinin sona ermesidir. Marshall ise hukuksal olarak kurulmuş bir evliliğin yine resmi yasalar nezdinde ortadan kalkması olaak boşanmayı tanımlamaktadır.
*Abbott ve arkadaşları boşanma eğilimin artmasını genel olarak şöyle açıklamaktadır.
*Boşanmanın geçmişe göre yasal olarak kolaylaşması,
*Bireysel ideolojinin yaygınlaşması,
*Romantik aşk ideolojisi hem kadının hem de erkeğin beklentilerini yükseltmekte ve evlilikte beraber cinsel ve sevgiye dayalı tutkunun bitmesi boşanmayla sonuçlanmaktadır.
*Boşanma toplumsal olarak daha kabul edilebilir hale gelmiştir.
*Günümüzde evliliklerin, özellikle de çocuk sahibi kadın ve erkeğin dışarıda çalıştığı hanelerde; çok daha stresli hale geldiği belirtmektedir.
*Kadınların gelir getiren işlerde çalışması ve maddi açıdan bağımsızlaşması da boşanmaları kolaylaştırmaktadır.
Boşanmanın bireysel nedenleri arasında erken yaşda yapılan evlilikler, evlilik süresi ve evlenme kararının alınmasındaki hatalar yer almaktadır.
Boşanmanın yapısal nedenleri ise ekonomik koşullar kadının ekonomik bağımsızlığını kazanması ve evlilik ve boşanma konusunda değişen değer ve tutumlar yer almaktadır.
TEK EBEVEYNLİ AİLELER;
Çocuğu ile birlikde yaşayan ve reisi kadın olan ailelerin sayısı gittikçe artmakdadır.Bu ailelerin sayısın artış nedenleri ise boşanma veya ayrılma, evlilik dışı doğumlar, kadının kocasının ölümesidir.
Gelir sahibi kentli kadınlar arasında tek anne olmayı seçme eğilimi daha fazladır. Türkiyede boşanma oranının artmasına rağmen tek ebeveynli haneler görülür değildir.
BEKAR KALMA;
Toplumda bekar sayısının artmasının nedenleri insanlar erken yaşta evlenmek yerine daha geç evlenmeyi tercih etmeleri, boşanma oranlarının artması ,eşleri ölen yaşlı nüfus sayısının artması bekarların sayısını artırmakdadır.
Peter Stein; yaşı yirmi beş ile kırk beş yaş arasında olan altmış bekar insanla yaptığı araştırmanın sonuçları bekar kalma algısını ortaya koyması açısından önemlidir. Bu araştırmaya göre görüşülen kişiler;
*Bekar olmanın kariyer için önemli bir fırsat ve yararlı olduğu;
*Bekar olmanın çeşitli cinsel deneyimlere fırsat verdiğini,
*Bekar olmanın özgürlük ve özerklik olduğunu düşünmektedir.